- Dolar: 32.1715 - Euro 34.9020
EUR Alış: 34.9020
EUR Satış: 35.0419

Türkiye’nin Aklı Gelişmekte Ancak Zekası Eksik

Akıl insanın bilgiye nasıl ulaşacağını, nasıl sınıflandıracağını, nasıl saklayacağını kontrol eder. Devlette tıpkı bu şekilde kurum ve kuruluşlarını işe koşarak bilgiyi yönetmeliklere, kurallara, kaidelere dönüştürür ve giderek kendisini geliştirir. Zeka ise insanın elde ettiği bilgiyi nasıl, nerede, ne zaman, ne şekilde kullanacağını kontrol eder. Hükümetler de tıpkı bu şekilde devlet tarihi boyunca oluşturulmuş bilgiyi, yönetmelikleri, kuralları ve kaideleri işe koşar.
Yaşadıklarımızdan hareketle demem o ki Türkiye’nin aklı gelişmekte ancak zekası eksiktir.


  • Fatih Muhammet Köse - Şubat 27, 2023 -




Herkese merhabalar. Yaşamış olduğumuz afetin derin üzüntüsü içerisindeyim. Kaybettiğimiz insanlarımıza Allah’tan rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Ancak süreci, depremdeki kayıplarımızdan Avukat Şeyma’nın “Bir deprem ülkesinde yaşayan ve deprem tehlikesi yüksek illerden Kahramanmaraş’ta yaşayan biri olarak bir gün burası da Elazığ’ın, İzmir’in kaderini yaşarsa benim için ailem için veya herhangi biri için melek oldu diye iyileştirmeler yapmayın. Hakkımızı arayın.” paylaşımı gibi ben de -üzüntü-, -güzelleme-, -kader- gibi kelimeler ile paylaşamayacağım.
Dünya üzerinde yaşayan ve bilim insanlarının tanımlayabildiği 2 milyonu aşkın canlı türünden sadece 1 tanesiyiz. Diğer bütün canlılar gibi et ve kemikten, hücrelerden, protein ve diğer organik bileşiklerden oluşuyoruz. Bu kadar canlı içerisinden insan olarak bizi farklı kılan noktalar biraz araştırıldığında önemli bir aydınlanma yaşıyoruz. İnsan, diğer canlılardan genel bilinenin aksine aklı, duygusu ya da düşünmesi ile ayrılmıyor. Tamamen ayrıldığımız noktalardan bir tanesi -akşamüzeri iş çıkışı dışarıda yemek planı yapmak ve yemeğe hangi elbiseler ile katılacağına karar vermek- gibi ileriye dönük planlamalar yapabilmesidir. Geleceğini tasarlama, planlama ve ona uygun harekete geçme özelliğidir. Bu özellik diğer canlılarda bulunmamaktadır. Yani doğada insan dışında hiçbir canlı planlama yapamamaktadır.
Peki, insan bu özelliğini kullanmaz mı? Kendi hayatı için planlamalar yapmaz mı? Yapıyorsa yaşadıklarımızı nasıl açıklarız?
Yaşadıklarımızın hepsi aslında bir kriz durumudur. Kriz, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan ve meydana geldiği kurum ya da toplumda olumsuz sonuçlar doğuran olaylar olarak tanımlanmaktadır. Kriz yönetimi sadece bir krizin ortaya çıkması sonrasında gerçekleştirilen faaliyetleri değil, kriz ortaya çıkmadan alınan kararları ve atılan adımları da kapsamaktadır. Bu kapsamda bir kurum/toplum/devlet kriz ekibini, kriz senaryolarını ve yararlanılacak iletişim araçlarını kriz öncesinde ya da kriz ortaya çıktıktan sonra belirleyebilmektedir. Kriz ortaya çıkmadan önce önlemlerin alınması veya kriz ekibinin oluşturulması proaktif bir yaklaşım iken; kriz meydana geldikten sonra etkilerini azaltmak amacıyla gerçekleştirilen çalışmalar ise reaktif kriz yönetimi kapsamında değerlendirilmektedir (Akar, 2014, s. 445).
Deprem, bir doğa olayıdır. Türkiye ise coğrafi konumu itibariyle bu doğa olayı karşısında sürekli tehdit altındadır. Durum bu kadar açık iken böyle bir kriz durumu kapıda iken tüm canlılar içerisinde tek planlama yetisine sahip insanının krizi yönetme yaklaşımı olarak proaktif yaklaşım yerine reaktif yaklaşım göstermesi -güzelleme-, -kader-, -üzüntü- ile açıklanabilir bir durum değildir.
Yaşadıklarımızı kendi penceremden bir benzetme ile açıklamak isterim. Türkiye’yi bir insana benzettiğimde aklı devlet, zekayı hükümet temsil etmektedir. Akıl insanın bilgiye nasıl ulaşacağını, nasıl sınıflandıracağını, nasıl saklayacağını kontrol eder. Devlette tıpkı bu şekilde kurum ve kuruluşlarını işe koşarak bilgiyi yönetmeliklere, kurallara, kaidelere dönüştürür ve giderek kendisini geliştirir. Zeka ise insanın elde ettiği bilgiyi nasıl, nerede, ne zaman, ne şekilde kullanacağını kontrol eder. Hükümetler de tıpkı bu şekilde devlet tarihi boyunca oluşturulmuş bilgiyi, yönetmelikleri, kuralları ve kaideleri işe koşar.
Yaşadıklarımızdan hareketle demem o ki Türkiye’nin aklı gelişmekte ancak zekası eksiktir.
Kaynak
– Akar, H. (2014). Kriz Yönetiminde Halkla İlişkiler Uygulayıcılarının Rolleri. İçinde Mustafa Akdağ ve Ümit Arklan (Ed.), Kriz Yönetimi İletişimsel Temelde Çözüm Odaklı Stratejik Yaklaşımlar. (ss. 443-466). Konya: Literatürk.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir





İlginizi Çekebilir

  • Konuk Yazar
  • Mayıs 18, 2024
ZAMAN HER ŞEYİN İLACI MIDIR?
  • Mehmet Nergiz
  • Mayıs 18, 2024
Latmos Dağlarında Bayram
  • Mehmet Nergiz
  • Mayıs 18, 2024
Şeker Gibi Bayram
  • Oktay Çayırlı
  • Nisan 1, 2024
Kısa bir seçim analizi