- Dolar: 32.1715 - Euro 34.9020
EUR Alış: 34.9020
EUR Satış: 35.0419

Siyasette Parti Disiplini ve Hiyerarşi

Dış görünüm her zaman önemlidir. İnsanlar dış görünümleri ile karşılanır, düşünceleri ile uğurlanır derler. Göç eden kuşlar bile size örnek olabilir. Lider önde, arkadan 2 koldan sırayla takip ederler.


  • Mehmet Çayırlı - Temmuz 28, 2022 -




Merhaba sevgili dostlar ve okurlarım,
Sevgili okurlar sizce siyasette disiplin ve hiyerarşi olur mu? Olur ise ne şekilde olur.
Bu sayımızda siyasi partilerde parti içi disiplin ve hiyerarşik düzen nedir, nasıl sağlanır konusuna değinmek istiyorum.
Evet sevgili dostlar, hiyerarşi nedir? Kelime anlamının açılımına baktığımızda “makamların, rütbelerin vb. önem sırası, astlık ve üstlük düzeni, aşama gözetilerek yapılan sınıflama” şeklindedir. Peki, gönüllülük esasına dayalı, temeli tamamen demokrasi ve özgürlükten alan, seçme ve seçilme hakkı çerçevesinde, düşüncelerimizi, misyonumuzu ve hayata bakış açımızı ifade edebildiğimiz mecrada (partide) bu nasıl olacak? Bu anlamda bu dediklerimi yapabilmek için, Anayasa ile belirlenen kurallar çerçevesinde siyasi partiler vardır. Bu partiler üstlendikleri misyona göre parti tüzüğü, parti içi yönetmelikler ile korunurlar.
Günümüzdeki partilere baktığımızda siyasi partiler kanunu eksikliklerinden kaynaklı birçok anti demokratik uygulamalarla karşılaşmaktayız. Görevden alma, ihraç etme vs. Bu yetki, parti tüzüğü ve siyasi partiler kanunundaki eksikliklerden kaynaklanmaktadır. Ülkemizde maalesef lidere, başkana odaklı siyaset anlayışı güdülmektedir. Oysaki ileri demokrasilerde, yönetimi tabana yayma, lidere değil, tabana yayan yetkiler ile demokrasi sağlanmıştır. Örneğin bir seçim öncesi bir partide milletvekili, belediye başkanı aday adaylarını belirleme süreci, sayıları belli olan delege sistemi ile yapılmaktadır. Örneğin Milas ilçemizde bir partinin geleceğini 400 delege, Muğla il genelinde ise 600 delege belirlemektedir. 5-10 bin üyesi olan bir partide delege olmak ne kadar önemli siz düşünün artık. Aday adayları 400 veya 600 delegeyi mi çabuk ulaşır yoksa 5-10 bin üyeye mi ulaşır? 400 delegenin sesimi daha özgür çıkar yoksa 5-10 bin üyenin sesimi daha özgür çıkar? Sayı çoğaldıkça aday adayı için delegeye ulaşmak ne kadar zor olsa da, o kadar demokratik olur. Ben yaşamadım ama duyduklarımız hiç hoş şeyler değil! Aday adayı delegeleri yemek yedirerek, hediyeler alarak, menfaat göstererek bir partinin kaderini belirlemektedir. Sonra da seçildikten sonra da tabanın sesi değil, tavanın sesi hâkim olmaktadır.
Siyasi partilerde mutlaka, her kurumda olduğu gibi disiplin olmalıdır. Zaman zaman öyle tuhaf olaylar yaşanıyor ki, vatandaşların yanında “Bundan da siyasetçi olursa” serzenişleri duymaktayız. Örneğin herhangi bir siyasi partinin ilçe teşkilatının esnaf ve mahalle ziyareti yaptığını düşünelim. Örneğin A Partisinin ilçe başkanı kenarda ortalarda, başkan yardımcısı önlerde, diğerleri karmaşık şekilde, belli bir yürüyüş düzeni olmadan, kılık-kıyafetleri birbirine zıt bir şekilde, hepsi ayrı telden farklı kişiler farklı esnaflarla karmaşık bir şekilde ziyaret eder iken, hemen bir arka sokakta ise B Partisinin ilçe başkanı Ekibin en önünde, sağında ve solunda Kadın Kolları Başkanı, Gençlik Kolları Başkanı, hemen yanlarında bir adım geride başkan yardımcıları, bir yürüyüş düzeninde, kılık-kıyafet birbirini tamamlayan, şık ve doğal, esnafları selamlayarak ve hâl hatır sorarak ziyaret etmektedirler. Bir vatandaş gözüyle sizce hangi partinin çalışması hoşunuza gider?
A partisi mi? B Partisi mi?
Elbette B Partisi diyeceksiniz. Dış görünüm her zaman önemlidir. İnsanlar dış görünümleri ile karşılanır, düşünceleri ile uğurlanır derler. Göç eden kuşlar bile size örnek olabilir. Lider önde, arkadan 2 koldan sırayla takip ederler.
Ancak siyasette bazen öyle kendini bilmez insanlar oluyor ki, ne disiplini biliyor, ne de hiyerarşiyi biliyor! Yaşadığım bir hikâyeyi anlatmak istiyorum. Belediye Başkanlığı seçimlerinde başkan adayı önde ilerler iken, yanlarında başkan adayını desteklemek amaçlı gelen Milletvekili ve diğer ilçe başkanları önem derecesine göre sıralanır. Ancak ön planda olmak, fotoğraf karesine girme egoları başkan adayının yanında olacağım derken, ne milletvekilini görüyor, ne de ilçe başkanını görüyor. Dirsek atarak, sağı solu yardırarak başkanın yanına yanaşmaya çalışırlar. Başkan adayının yanındaki milletvekiline bir baktım, yediği omuzdan kaynaklı yere düşmüş! Hemen kaldırdım. Sayın vekilim, insanların ön plana çıkma egoları böyle bir şey işte. Seni de, beni de görmüyor!
Zaman zaman propaganda sürecinde, zaman zaman ziyaretler kapsamında mahallelere, köylere gideriz. Kahve toplantıları, sohbetleri yaparız. Toplantılara bir ekip lideri önderliğinde, katılım yapılır. Konuşma yapan Ekip lideri konuşma yapar iken, aynı ekibin içindeki diğer bir kişi başkasıyla sesli bir şekilde sohbet eder, liderin motivasyonunu bozar. Vatandaşlar tarafından lidere sorulan soruları, delik dondan çıkar gibi cevaplamaya kalkar. O toplantıdan bir hayır çıkmaz zaten. Ne bir ekip ruhu vardır. Ne de saygı, sevgi, disiplin, hiyerarşi vardır. Vatandaşın diyeceği tek şey vardır; “Bunların kendine hayrı yok! Ne disiplin var, ne de saygı” diyerek bir çuval inciri … ederler. O parti, o köye gitmezse, alabileceği oyu dahi alamaz!
İşte o yüzden siyasette parti içi disiplin ve hiyerarşi eğitimi şart!
Tıpkı Kurumlarda ki Genel Müdür – Müdür – Şef – Memur – Odacı vs. gibi…
Askerdeki gibi Albay – Yarbay – Yüzbaşı – Teğmen – Astsubay vs. gibi…
Siyaset ile uğraşan, gönül veren dostlara diyeceğim o ki, disiplinin olmadığı yerde başarı olmaz! Her kafadan bir ses çıkarsa, her önüne gelen makamını ve yerini bilmeden öne atlarsa, kılık kıyafetine dikkat etmez ise, pazara gider gibi günlük kıyafet ile seçmenin karşısına geçerse, zarafet ve nezaketi unutursa, eleştiriye açık olmaz, empati kuramaz ise, ekibini eğitmediyse, ekip ruhunu oluşturamadıysa, ekip lideri olduğu halde ekibini bırakıp bireysel davranırsa, zamanlamasını doğru yapmayıp, vatandaşı (seçmeni) bekletirse, o ekipten, o ekip liderinden hiç bir şey olmaz! Ne kendine hayrı olur, ne de mensubu olduğu partiye hayrı olur.
Sözün kısacası değerli dostlar siyaset meşakkatli bir iştir. ÖZVERİ ister, SABIR ister ve ayrıca SIR ister.
Sözlerime Hacı Bektaş-ı Veli’nin bir sözü ile kapatmak istiyorum.
“Eline, Beline, Diline sahip ol”
Bana göre de siyasetçi eline, beline ve diline sahip olmalı. Yoksa kasetlerin cirit attığı günümüzde sokağa çıkamazsın.
Evet değerli dostlar sözü kısası “DİSİPLİN VE HİYERARŞİ İÇİN EĞİTİM ŞART” ama “ELİNE, BELİNE VE DİLİNE SAHİP OLMAYI UNUTMA” diyerek bu sayımızı kapatmak istiyorum.
Bir sonraki köşemizde buluşma dileği ile hoşça kalın, sağlıcakla kalın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir





İlginizi Çekebilir

  • Konuk Yazar
  • Mayıs 18, 2024
ZAMAN HER ŞEYİN İLACI MIDIR?
  • Mehmet Nergiz
  • Mayıs 18, 2024
Latmos Dağlarında Bayram
  • Mehmet Nergiz
  • Mayıs 18, 2024
Şeker Gibi Bayram
  • Oktay Çayırlı
  • Nisan 1, 2024
Kısa bir seçim analizi