Hayalleriniz Umuda, Umudunuz Da Gerçeğe Dönüşsün!

Zam geldi yine zam, zama zam!
Asgari ücrete zam geldi!
7 Aralık’ta ilk toplantısını gerçekleştiren Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 14 Aralık’ta ikinci, 20 Aralık’ta ise üçüncü toplantısını gerçekleştirdi. 22 Aralık tarihinde de asgari ücretin 8 bin 506 TL olduğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından canlı yayında “… Sırtımızda bu devletin küfesi var. Sırtında küfe müfe olmayanlar atıyorlar. Çünkü bir sıkıntısı yok. ….” sözleriyle açıklandı.
2020 yılında net 2 bin 324 TL olan asgari ücret, 2021’de 2 bin 825, 2022’de ise 5 bin 500 TL olmuştu. Normal şartlar altında asgari ücrete yapılan yıllar bazındaki zamların bizlere rahat bir nefes aldırması gerekirken, her şeye eş zamanlı yapılan zamlar sonucu çevremizde yüzü gülen vatandaşa hasret kaldık.
Nedense zam denilince aklımıza ilk gelen, ekmekten önce tuvalet kâğıdı oluyor.
Çünkü tuvalet kâğıdı zama doymuyor!
Asgari ücrete yapılan zam daha maaşlara yansımadan, başta tuvalet kağıdı olmak üzere her ürünün fiyatı yıl bitmeden artmaya başladı. 32’li tuvalet kâğıdının fiyatı ise rekor üstüne rekor kırıyor. İnternet sitelerine bir bakın 574 TL’ye dahi tuvalet kâğıdı var. Dersiniz altın alıyoruz. Yazıklar olsun vatandaşı üç kuruşa muhtaç edip uykularını kaçıranlara, sabah akşam hesap yaptırıp insanca yaşamayı unutturanlara.
Ekmeğe zam ise eli kolunda kapıda!
Temel gıda ürünleri arasında yer alan ekmek, kısa aralıklarla yapılan zamlarla Milas’ta 3,5 TL’den 4 TL’ye ve son olarak da 5 TL’ye yükseldi. Asgari ücrete yapılan muhteşem zammın ardından ekmeğe gelecek yeni bir zam da kapıda bizleri beklemekte.
Zam geldi yine zam, zama zam!
Sevinmek bize haram!
Gülmek bize haram!
Rahata ermek bize haram!
Sürekli hesap kitap, sürekli ekonomiyi temel alan serzenişler.
Her sohbet geçim derdiyle başlıyor ya da her sohbetin sonu geçim derdine varıyor.
Çocukluk yıllarımda yıl biraz kötüye gitse ya da yıl içerisinde birkaç üzüntülü olay yaşasak babam “Şu yıl bitsin artık. Yeni yıl gelsin biran önce gelsin istiyorum.” derdi.
Ben de kendi kendime babamın dediklerini sorgular, şaşkın ve biraz alaylı düşünürdüm “31 Aralık ile 1 Ocak arasında nasıl büyük bir değişim olabilir. Biz bu gece ne yaşayacağız da hayatımız tümden değişecek.” diye.
Şimdi anlıyorum ki; babamın yıl değişimi dileği tamamen yüreğinde taşıdığı umudun yansımasıymış. 66 yaşındaki babam 30 yıl önce umudunu yitirmemiş, güzelliklere kendini kapatmamış, karamsarlığa bürünmemiş.
Şimdi ise biten ve gelecek yıl arasında bir fark gözükmüyor birçoğumuz için. Çünkü zamlarla bezeli, fiyatların tutarsız ve acımaz olduğu yıpratıcı bir dönemden geçiyoruz.
Asgari ücrete % 54,5 oranında zam gelmiş…
Bu zam oranına nasıl sevinelim?
Asgari ücret öncesi üst üste gelen zamlar.
Asgari ücrete yapılan muhteşem zam.
Asgari ücret sonrasında hemencecik yapılan zamlar.
Yılbaşından sonra gelecek yeni zamlar.
Zam geldi yine zam, zama zam!
*
Bizler adet yerini bulsun, çocuklara renk olsun diye mütevazi bir sofranın etrafında toplanıp güleceğiz her şeye herkese inat.
Yeni yılın bizlere yenilikler, aydınlık günler getireceğine inanmak istiyoruz çünkü.
Umutlarımız tükenmesin istiyoruz çünkü.
Karamsarlığa bir günlüğüne ara vermek istiyoruz çünkü.
Geçim derdimiz yokmuş gibi davranmak istiyoruz çünkü.
Çok şey istemiyoruz çünkü…
İnsanca yaşam…
Sınıflar arası gelir adaletsizliğinin minimum seviyeye inmesi.
Tek dileğimiz bu.
*
Ve yeni yıl geldi.
Hoş geldin 2023.
Biz yine geleneği bozmayalım sağlıkla, huzurla, umutla geçecek bir yıl temennisinde bulunalım. Belli mi olur bu sefer hayallerimiz umuda, umudumuz da gerçeğe dönüşür belki…