- Dolar: 32.1715 - Euro 34.9020
EUR Alış: 34.9020
EUR Satış: 35.0419

Hatıralarda Öğretmenler

İlkokul öğretmenimiz bir dönem her öğle arası paydosunda başka bir öğrencinin evine yemeğe gidiyordu. Sıra önceden belirlenmişti. O gün sırası gelen öğrenci sınıfa ayrı bir neşeli, ayrı bir heyecanlı gelirdi. Ben de o gün annemin ne yemek yaptığını, neler konuştuklarını, o bir saatlik yemek için duyduğum heyecanı hala hatırlarım. Herhalde o yaşlarda evimize ABD Başkanı gelmiş olsa daha az heyecanlanırdım.


  • Sonnur Baş - Kasım 23, 2022 -




Yaklaşık 18 yıldır eğitim almaktayım. İlk başta göze ve kulağa pek büyük gelen bu sayı, yıllar boyunca yaşadığım tüm deneyimleri, tanıştığım insanları, öğrendiğim bilgileri, edindiğim yetkinlikleri de hesaba katınca iyice devleşiyor.
Bu süre boyunca pek çok eğitimci tanıma imkânım da oldu. İlkokul ve ortaokul öğretmenlerim, dershane öğretmenlerim, lise öğretmenlerim, üniversitedeki hocalarım diye giden bir liste ve yıllarını eğitime adamış onlarca insan…
Pek çok çocuk gibi ben de büyüyünce öğretmen olmak istediğim bir faz yaşadım. Çokça öğretmencilik oynadım. Hatta çok hevesliydim ki annem ve babam küçük bir beyaz tahta almışlardı, saatlerce öğretmenmişim gibi o tahta önünde hem eğlenir hem öğrenirdim. İlk defa ailem ve yakın çevrem dışında birini tanıyordum ve benim için adeta rol modeldi. Öğretmenimizin oturup kalkması, yürümesi, konuşması bile biz öğrencileri için örnek alınacak ve hayranlık duyulacak özellikleriydi. Sabah ilk kim öğretmenin arabasının park edildiğini görse kapıya koşar, elindeki çantayı almayı beklerdi. O gün kim sabah töreninde çantayı taşıyorsa kendisini pek bir ayrıcalıklı, havalı görürdü. Ve işin ilginç yanı, öğretmenimiz bir kere bile olsun çantasını taşımamızı istememişti, sormamıştı bile. Her gün öğle yemeği arası başlarken ve okul biterken bütün sınıf sıraya diziliyorduk. Bu sıra, öğretmeni öpme sırasıydı. Her gün, günde iki kere bütün sınıfla kucaklaşarak rutini tamamlıyordu öğretmenimiz. Yine hiç kimsenin mecbur olduğu bir şey değildi, öğretmenimizin zorunlu kıldığı bir şey değildi. Hatta yıllar geçtikçe düşünüyorum ki belki de öğretmenimizin çok da istediği bir şey bile değildi 🙂
İlkokul öğretmenimiz bir dönem her öğle arası paydosunda başka bir öğrencinin evine yemeğe gidiyordu. Sıra önceden belirlenmişti. O gün sırası gelen öğrenci sınıfa ayrı bir neşeli, ayrı bir heyecanlı gelirdi. Ben de o gün annemin ne yemek yaptığını, neler konuştuklarını, o bir saatlik yemek için duyduğum heyecanı hala hatırlarım. Herhalde o yaşlarda evimize ABD Başkanı gelmiş olsa daha az heyecanlanırdım.
Velhasıl, böyle koşulsuz şartsız, sadece kalpten geldiği için hissedilen bir sevgiye en çok o yıllarda şahit oldum. Ailemden olmayan, mahallemde yaşamayan, akrabam olmayan bir insana sırf öğretmenim olduğu için bu kadar bağlanabilmiş, ona karşı asla yerini dolduramayacağım bir sevgi ve saygı beslemeyi öğrenebilmiştim. Tabii ki yıllar sonra zamanla madalyonun öteki tarafıyla karşılaştım. Pek sevilmeyen hatta “nefretle” anılan, öğrenci düşmanı diye bilinen, art niyetli diyebileceğim eğitimciler de girdi hayatıma. O zamana kadar tanıdığım iyi hocalarım adeta şansın yaver gitmesiymiş gibi, sanki bir piyangoymuş gibi hissettirmeye başladı. İlkokul, ortaokul ve biraz da lise yıllarında hocalarımıza biraz garip bir karakter yüklerdik. Sanki başka bir hayatları yokmuş gibi, normal insanlar gibi yaşamazlar gibi, onlar bu insanlık için ayrı bir karakterlermiş gibi hissettirirdi. Ama bugün dönüp bakınca sadece işi gereği okulda bulunması gereken çalışanlar, memurlar olmaları ve o yaşlarda çocukların bunu asla fark edemiyor oluşu bana çok garip gelir.
Sonuç olarak, hepimiz gibi sabah işine gidip akşam olunca işinden çıkan bu insanlar, meslek hayatları boyunca yüzlerce insanda hiç unutulmayacak hisler bırakabiliyor. Geçmişe bakıldığında çok tatlı hatıralarla anılanları da var, keşke yollarımız hiç kesişmeseydi denen de. Hangi tarafta duracağı, nasıl bir iz bırakacağı da tamamen öğretmenlerimizin elinde. Bir çocuğun kardelen olup açacağına dair olan umudunu hiç yitirmeyen, başöğretmenin vasiyetine sahip çıkmış, kendisine emanet edilen öğrencilerin anılarında bir tebessüm yaratabilmeyi başarabilmiş tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir





İlginizi Çekebilir

  • Konuk Yazar
  • Mayıs 18, 2024
ZAMAN HER ŞEYİN İLACI MIDIR?
  • Mehmet Nergiz
  • Mayıs 18, 2024
Latmos Dağlarında Bayram
  • Mehmet Nergiz
  • Mayıs 18, 2024
Şeker Gibi Bayram
  • Oktay Çayırlı
  • Nisan 1, 2024
Kısa bir seçim analizi