- Umut Milas
- Ekim 2, 2025
Yükleniyor...
MİTSO ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu tarafından; MİTSO konferans salonunda “TARIMDA KADIN ELİ PROJESİ VE ÇALIŞTAYI” düzenlendi. Toplantıya katılan Orhan Menteşe Çiftliği sahibi Remziye Menteşe, üretim aşamasında sahada yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek, “Sahada çok büyük sorunlarımız var. Bizim büyük bir işçi sorunumuz var. Maliyet sorunumuz var. Maalesef üretimde durmayan bir maliyet artışı var. Artık biz bütçe yapamaz hale geldik” dedi.
“Tarımda Kadın Eli Projesi ve Çalıştayı”nda Milas’ın ekonomik potansiyellerinden hareketle yapılması gerekenler, coğrafi işaretli ürünler, kadın üreticilerin desteklenmesi, destekleme kredileri, dijital ve e-ticaret üzerinden yapılacak pazarlama kolaylıkları, artan maliyetler karşısında üreticilerin mağduriyetleri gibi konular konuşuldu. Toplantıya her katılana, günün anısı olarak bir katılım belgesi verildi.
Çalıştayın açış konuşması, MİTSO Başkanı Reşit Özer tarafından yapıldı. Özer, şunları söyledi:
“Tarım ülkemizin kalkınmasında hayati rol oynayan bir sektördür. Bu sektörün asıl yükünü çeken kadınlarımızın emeği, bilgisi ve üretkenliği her türlü takdirin üzerindedir. Kadınlarımız sadece tarlada değil; kooperatifte, pazarda ve ev ekonomisinde ve dijital dünyada da varlık göstermektedir. Oda olarak bizler, kadın girişimcilerin desteklenmesini, kırsalda da kadın emeğinin güçlendirilmesini; ekonomik kalkınmanın temel dinamikleri olarak görüyoruz. TPE’de 1760 tescillenmiş ürün var. Bunlardan 14’ü Milas’a ait. AB coğrafi işareti aldığımızda Milas’ta çok büyük bir hareketlenme oluştu.
Zeytinyağı fabrika sayısı bir anda 80’e çıktı. Son 5 yıl içinde 10 tane modern tesisi kazandırıldı. Zeytinyağı markamız 100’e çıktı. MİTSO olarak Milas ekonomisine çok katkı sağladığımıza inanıyorum. Avrupa’da, Milas memecik zeytinyağı aranan bir marka oldu. Şu anda AB’de 31 tane Coğrafi İşaretli ürün var. İki tanesi Milas’a ait. Milas zeytinyağı ve yağlı zeytin. Çelişte zeytin de yılsonuna kadar 3. Ürün olarak kaydolacak. Milas’ta 13.200.000 zeytin ağacımız var. Zeytin ve zeytinyağının, tarımın da başkenti Milas. Şu anda 4-5 firmamız ABD ve Kanada’ya zeytinyağı gönderiyor. Bu toplantının kadın üreticilerimiz ve Milas ekonomisi açısından ufuk açıcı olmasını diliyorum.”
Mehtap Çahan (TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Muğla İcra Komitesi Başkanı): “Bugün burada bereketli toprakların ve güçlü kadın emeğinin buluştuğu Milas’ımızda ikinci tarımda kadın eli eğitim ve çalıştayını Milas’ta gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. İlkini Muğla’da Muğla Ticaret ve Sanayi Odasının desteğiyle gerçekleştirdiğimiz bu kıymetli buluşmayı, şimdi Milas’ın çalışkan, üretken kadınlarıyla biraraya gelerek güçlendirmeye çalışıyoruz. Kadın Girişimciler Kurulu olarak, TOBB bünyesinde 2007 yılından bu yana kadın girişimciliğini desteklemek, fırsat eşitliğini yaygınlaştırmak, kadınların ekonomik yaşamda daha güçlü bir şekilde yer almaları için çalışmaya devam ediyoruz. Bugün 7 Bin’i aşkın üyemizle, Türkiye’nin en büyük kadın girişimci grubuyuz. Muğla Kadın Girişimciler Kurulu olarak, bu büyük vizyonun yereldeki temsilcileriyiz.
Tarımda kadın eli projesi, bu vizyonun çok önemli bir parçası. Tarım sadece toprağa tohum ekmek değil. Geleceğe umut ekmektir. Bu umudu yaşatan da sizlersiniz. Kırsalda çalışan, üreten, emeğiyle evini köyünü ve ülkesini kalkındıran kadınlarsınız. Muğla’nın bir tarım kenti olduğunu vurguluyoruz ancak bu toprakların gerçek değeri siz kadınların alın teridir. Bu nedenle projemizin ilk adımını tarımda kadın eli diye attık. Kadın emeğini sadece görünür kılmak değil, katma değere dönüştürmek, aile bütçesine katkı sağlamak ve bölgesel kalkınmada kadının gücünü artırmak istiyoruz.
Murat Neslihanoğlu (IPARD 3 Programı): “Muğla TKDK sorumlusuyum. Kurumumuz tarımsal üretimde kredi ve hibe desteği hizmeti vermektedir. Tarım ve kırsal kalkınmayı destekleme kurumu olarak Türkiye ve AB arasındaki ortak tarım politikası kapsamında İPARD programının Türkiye’deki uygulayıcısıyız. İPARD 1, İAPRD 2 programını bitirdik, şimdi İPARD 3 programını uyguluyoruz. İPARD 3’te 81 ile yayıldık. İPARD 1 ve 2’de toplam 1 Milyar 200 Milyon Avro hibe dağıttık. İPARD 3’te de toplamda 600 Milyon Avroluk bir bütçemiz var. 81 ildeki projeleri bu bütçeyle destekleyeceğiz. Biz yüzde 50 ile 70 arasında hibe veriyoruz. Geri dönüşümsüz. KDV ve gelir vergisi muafiyeti var.
Toplamda 15-16 sektöre destek veriyoruz. Hayvancılık işleme, pazarlama ve çiftlik faaliyetleri olmak üzere 3 ana başlık altında destek veriyoruz ve bunların da alt başlıkları var. Biz Muğla’da geçen yıl Ocak ayında açıldık. Bir yılda toplam 140 Milyon TL’lik proje aldık. Bunun 80 milyon TL’sini hibe olarak vereceğiz. Milas’ta 3 projeye destekleyeceğiz. Bunlardan birisi karides üretimi. Bunun yaklaşık 15 Milyonluk bir hibe desteği olacak bizden. Diğerleri ise arıcılık ve zeytinyağı işleme. Milas, Muğla’nın lokomotifi. Bizim kurumda da öyle oldu. Bize gelen projelerin büyük çoğunluğu Milas’tan geldi. Bu da bize, Milas’ın coğrafi uygunluk, limana yakınlık ve kendi insanının girişimci olmasını gösteriyor.”
Remziye Menteşe(Orhan Menteşe Çiftliği): “Çok büyük bir arazide, yıllardır tek başıma üreterek, toprağı değerlendirerek götürüyorum. Tabi ki kadın olmak zor, tarımda tek başına üretmeye çalışmak çok zor. Çok pembe bir tablo çizemeyeceğim çünkü saha böyle değil. Sahada çok büyük sorunlarımız var. Bizim büyük bir işçi sorunumuz var. Maliyet sorunumuz var. Maalesef üretimde durmayan bir maliyet artışı var. Artık biz bütçe yapamaz hale geldik. Ben elektrik projemi 5 senede ancak çıkartabildim. Şu anda pamuklarım ekildi. Başlarını gösterdi. Yağmur yağınca çok endişelendik acaba pamuklar zarar görecek mi diye. Destek istiyoruz ama bir sene sonra destek istemiyoruz.
Bugün 1500 liraya işçi çalıştırıyorum. 15 gün sonra abla 2000 lira diyor. İşine gelirse. Milas’ın çok farklı değerlendirilmesi lazım. Milas’ın köylerinden her sabah Bodrum’a minibüslerle işçi gidiyor. Ben kendi yaptığım üretimde çileğimi toplatamıyorum. Muhakkak avans dağıtıyorum, O avans verdiğim işçim benim 3 gün geliyor, sonra bana orası 2 Bin verdi diyor ve oraya gidiyor. Bizim bu sorunlarımızı çözecek ve bize destek verecek bir mercimiz olması lazım. Biz il Tarım Müdürlüğüne gitmemeliyiz; sizler bize gelmeli, bizim elimizden tutmanız lazım. Üreteceğiz, ne olursa olsun üreteceğiz ama birileri de üreticinin elinden tutmalı, üretici zarar ettirilmemeli.”
Seyfettin Baydar(Tarım İl Müdürü): ”Tarımın sorunları kısaca konuşulacak bir mesele değil kesinlikle. Remziye Hanım haklı. Desteklemelerin zamanında yatmaması, planlı üretim yapabilme, maliyetlerdeki artışlar, zeytinyağı iki yıl önce 240 liradan satılırken, geçtiğimiz yıl yağın 140-160 liradan satılması… Üreticiler etkiliyor. Tarımla ilgili devlet aklı dediğimi akıl, bürokratlar Ankara’da masa başında toplanıyor ve üreticiyle ilgili sahayla ilgili kararlar alıyorlar. Bunların hiçbiri gerçekçi olmuyor ve sahadan kopuk kararlar oluyor. Saha ile uygulamalar çok farklı. Dinamik ve değişken bir saha. Kendine has bir sürün sorunu var, üreticinin. Tarımda temel sorun belirtildiği gibi işçi bulma sorunu. Biz de bunu defalarca dile getirdik. İşçi bulamıyoruz o zaman ne yapalım? Afgan ve Suriyelilere oturma izni verelim ve bu sorunu o şeklide çözelim dedik. Birçok sektörde işçi bulunamıyor. Desteklemeler zamanında yatmıyor; doğru. Verilen destekler, enflasyon artışına göre yeterli geliyor mu? Son destekler, önceki destekler göre 3 kat arttı. Enflasyon artışına göre yeterli mi, değil. Bu sorunları çözmek için mücadele ediyoruz.
Nuri Erdoğan (Trendyol Satış ve İş Geliştirme Yöneticisi): “Milas’ta üretim çok güçlü ama pazarlama noktasında sorunlar yaşanıyor. Global anlamda kaliteli, bir zeytinyağı üretimi var. Bu ürünleri e-ihracat kapsamında 10 farklı ülkeye birlikte pazarlayabiliriz. Milas’taki kaliteli ve coğrafi işaretli ürünleri globale nasıl entegre edebiliriz, önemli, olan bu. Muğla, il olarak ihracatta 22. Sırada. Trendyol üzerinden yapılan ihracatta ise 16. Sırada. Milas geçtiğimiz yıl 60 milyon TL ihracat gerçekleştirmiş. Milas, kaliteli ürünleriyle stratejik bir planlamayla e-ticaret ve e-ihracatta öne geçebilir. E-ihracatta KDV muafiyeti de bulunuyor. Bu bir avantaj. Milaslı girişimciler; hem Milas’ın ekonomik avantajlarını hem de e-ihracatın avantajlarını iyi değerlendirmelidirler. Milaslı Girişimciler şahıs şirketi kurarak Trendyol’da dükkân açarak da ürünlerini pazarlayabilirler. Milaslıların, ellerinin altında çok büyük bir kazanç potansiyeli yatıyor.”
Sema Köseoğlu(Tarım İl Müdürlüğü): Ziraat Mühendisi Sema Köseoğlu, bir iklim krizi yaşandığını, kuraklıklar nedeniyle tarımsal üretime büyük zarar verdiğini belirterek üreticiler olarak su tasarrufu için yapılması gerekenler hakkında bilgiler verdi.
Prof. Dr. Figen Çukur (Milas Meslek Yüksek Okulu): “Var olan ürünü geliştirmek için ne yapacağız? Coğrafi işarete yöneleceğiz. Bu kaçınılmaz. Kırsal kalkınmanın temel taşı; Coğrafi işaretleri ürünlere sahip olmaktır. AB’den tescil almış zeytin ve zeytinyağımız var. Tarım diplomasisi açısından dış tanınırlık çok önemli. Bizim elimizde neyimiz var; zeytin, zeytinyağı, bal, halı ve sayamayacağımız pek çok ürün. Coğrafi işaret yerele sahip çıkmaktır, bir kültürel mirastır. Gastronomi turizmi açısından, coğrafi işaretli ürünler çok önemli. Örneğin bir ülke ceviziyle ünlü, kişi oraya ceviz yemeye gidiyor. Uçak biletini alıyor, uçakla gidiyor ve o cevizi yiyor veya internet yoluyla getirtiyor. Örneğin ben Milas’ta bir misafirimi götüreceğim, yerel yemeklerin olduğu bir yer bulamıyorum. Çaykaması, tepsi böreği olan bir yer…
Havalimanına yakın bir yerde, Koru yolu üzerinde böyle bir yerin olması ne güzel olur! Şu anda Dünya gastronomi turizmi üzerine kurulu. Bu turizm türü, o yerin tanıtımına da katkısı oluyor. Şehir markalaşıyor. Milas’ın kırsal ve AGRO(Tarım) turizmine yönelmesi gerekiyor. Bu yıl ilk 5 ayda Milas-Bodrum Havalimanına 4 milyon turist gelmiş. Biz bunu niye değerlendiremiyoruz. Zayıf yönlerimizi güçlendirmemiz lazım. Bizim en büyük avantajımız deniz-kum-güneş değil; gastronomi. Milas’ın Coğrafi işaretli otlu böreği, çaykaması her yerde yok. AB tescilli zeytin ve zeytinyağı her yerde yok. Yerel değerlerimizi öne çıkaracağız. Güney Kore’de Coğrafi İşaretli bir çay markası var. İnsanlar oraya çay içmeye geliyor. Coğrafi İşaretten sonra üretim iki kat artmış durumda. Bu bölgeye gelen turist sayısında 3 kat artış var. Coğrafi işaretli ürünlere dayalı bir Gastronomi turizmini Milas’ta Mutlaka geliştirmeliyiz.
Mehmet Ali Demirci (GM Bilişim AŞ): Tarımsal üretimde ve Kadın Girişimciliğinde yapay zekâ kullanımının nasıl olacağı ile ilgili bilgiler verdi.
Feray Albasan(Bafa kadın Girişimi Kooperatifi): Albasan, Kadın Girişimi Kooperatifçiliği konusunda karşılaşılan sorunları dile getirdi.
ARA KONUŞMALAR
Çalıştaya katılan konuşmacıların konuşmalarından sonra söz alıp konuşanlar oldu. Bu ara konuşmalar şu şekilde gerçekleşti:
Zühra Dönmez(Bafalı Girişimci): “Bizim Bafa’da tam ışıklarda 35 yıldır işlettiğimiz restoranımız var. Biz gelen misafirlerimize öncelikle kendi yaptığımız ekşi mayalı ekmekle Coğrafi işaretli Milas memecik zeytinyağını ikram ederiz. Her yiyen, tadına bakan; çok beğenir ve mutlaka alır. Biz bu zeytin ve zeytinyağının özelliklerini müşterilerimize anlatır, ürünlerin Coğrafi İşaretli olduğunu söyleriz. Bu şekilde satışlarımız daha iyi oluyor.”
Mustafa Yüksel(MİTSO Meclis Başkanı): “Hepimizde en önemli şey; işçi sorunu. Avrupa’da bu işçilik nasıl oluyor? İspanya zeytinyağı üretiminde yıllık 1.800.000 tonla Dünya’da birinci ülkedir. İspanya’da hasat mevsiminde gelen işçilerin barınma merkezleri vardır. Cezayir’den o bölgelerin ihtiyacına göre devlet eliyle işçiler getirilir. Geçici olarak. Kendileriyle ilgili tüm istihbari bilgiler toplanıyor. Bizim gibi herkes dışarıdan elini kolunu sallayarak içeri girmiyor. Zeytin için gelen işçiler, işleri bittikten sonra tekrar geri gönderiliyor. Her şey devletin denetiminde oluyor. Tarım İl müdürümüze, bu şekilde işçi sorununun çözülebileceğini öneriyorum.
Kıbrıs’a gittik, Helin peynirlerinin fabrikasını gezdik. BM gibi. İçeride olan 50 işçinin her biri farklı ulusların insanıydı. Bunu nasıl yapıyorsunuz diye sorduk. Fabrika sahibi; ‘devlet eliyle yapıyoruz, benim şu kadar şu özelliklerde işçiye ihtiyacım var diyorum ve devlet bunu bize sağlıyor, Somali’den, Bengaldeş’ten, Çin’den vd. ülkelerden’ dedi. Oraya gelen bir işçi başka bir yere geçemiyor ve böyle yaptığında da hemen geri gönderiyorlarmış. Bizdeki en büyük sorun, birbirimizden işçi çalmak ve fiyatları artırmak. Biz böyle bir sistemi kurmalıyız.”
Necla Işık (İkizköy Muhtarı): Coğrafi işaretli Milas zeytin ve zeytinyağı ile övünüyoruz ama aynı zamanda madenlere peşkeş çekilen zeytinlerimizi 6 yıldır koruma mücadelesi veren İkizköy – Akbelen’den söz etmek istiyorum. Şu an elimizde kalan altın yumurtlayan tavuğumuz; zeytin. Madenler, adım adım tarlalarımızı aldığı için elimizde arazimiz kalmadı ve hayvancılık yapamıyoruz. Gübre, mazot gibi girdi fiyatları çok yüksek. Hayvan besleyemiyoruz; otlatacak yerimiz yok, yem fiyatları çok yüksek. Elimizdekileri çıkarmaya çalışıyoruz. Köylü bitti, üreteci bitti, tarım ve hayvancılık bitirildi. Biz küçük çiftçiler olarak tarıma ve hayvancılığa destek istiyoruz. En önemli desteği de toprak koruma kanununun gerçekten uygulanmasını istiyoruz. Bizim topraklarımız madenler için yok ediliyor. Ekip-biçeceğimiz topraklar elimizden alınıyor. Buna dur denmeli artık. Tarıma zarar veren her şey engellenmeli. Milas’ın dağları delik deşik. Bizim zeytinlerimiz maden için kesiliyor. Koruma mücadelesinde; MİTSO, TARİŞ, İlçe Tarım Müdürlüğü bizlere destek vermeli. Bu ülkede her şey madenden ibaret değil. Tarım olmayınca, insanlar ne yiyecek? Bal üretebileceğimiz orman mı kaldı? Küçük çiftçiler desteklensin ama öncesinde zeytinimiz ve topraklarımız koruma altına alınsın. Asıl destekleme, bu olacak bize!
Doç. Dr. Mehmet Günlük(Milas Meslek Yüksek Okulu): “Biz de zeytinyağı üreticisiyiz. Bu sorunların böyle kısa toplantılarla çözülmesi mümkün değil. Şöyle bir saptama yapmak istiyorum. Turizm yerli tarımı öldürüyor. Biz de fabrikada çalıştıracak, zeytinleri toplatacak işçi bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Düz alanda yapılan zeytincilikle bizim burada yamaç arazilerde yapılan zeytincilikle arasında çok fark var. Dağ yamaçlarında yapılan zeytin tarımı bizim bu bölgede çok daha zor ve maliyetli. Bodrum’da inşaata ve ranta dayalı ekonomi Milas’ı da etkiliyor. Oradaki binaların su ihtiyacı, bizim tarımsal sulama amaçlı yapılan barajlardan sağlanıyor. Coğrafi işaret almak çok güzel bir şey ama biz hangi susuzlukta neyi üreteceğiz?
Bir şeylerin sürdürülebilir olması lazım. Ya Bodrum’daki bu aşırı yapılaşmanın önüne geçmek için politikalar geliştirilmeli ya da biz bu konuları hep konuşmaya devam edeceğiz. Yazın Milas’ta çalıştıracak işçi bulamıyorsunuz çünkü otellerde veya turistik tesislerde çalıştıkları zaman burada alacaklarının iki katını alıyorlar. Haklılar. Afgan, Özbek, Suriyelilerle personel politikası gütmeye çalışıyoruz. Şehir hayatına özenen bir kırsal alan gençliği var. Biz bu gençleri kırsalda tutamadığımız sürece, Milas’ta birtakım sosyolojik sıkıntılar da yaşarız, kent yaşamına uyum saklayamayan insanların yaratığı sorunları konuşuruz. Her şeyden önemlisi küresel iklim kriziyle de desteklenen susuzluğu konuşuruz. Ciddi adımlar atmazsak, hep konuşuruz.
Nevzat Çağlar Tüfekçi(Uzm. Sosyolog): “Milas’ta un var, su var, şeker var ama bir türlü helvayı yapmak becerilemiyor. Bunun sorumlusu kim? Öncelikle kenti yönetenler! Milas kültürel miras açısından çok zengin bir ilçe. Eski evlerimiz, konaklarımız ilgisizlik nedeniyle bir bir yıkılıyor. En son Tabakhane Caddesi Üzerindeki Rıfat Ağa konağı yıkıldı. Biz enkaz temizleyen kentin insanları olmamalıyız veya kültürel mirasın enkazını kaldıran değil, bu mirası yaşatan kent yöneticilerimiz olmalı. Milas sahip olduğu tarihi ve kültürel değerlerle Bodrum’u 10’a katlar. Milas turist kaynaması gereken bir yer ama maalesef bu olanaktan yoksun. Bu konuda öncelikle kent yöneticilerine görev ve sorumluluk düşüyor. Yıllardır söyleniyor; Milas-Bodrum karayolunun kenarına Milas tarım ürünlerinin satışının yapıldığı bir yer olsun diye. Bir Şirince örneği gibi. Mesela bu yol güzergâhında Coğrafi İşaretli yöresel ürün ve yemeklerin satışının yapıldığı noktalar olabilir.
Batı Çevre yolu projesi hayata geçsin, maden kamyonları bu yolu kullansın; biz de çevre yolu üzerinde Gastronomi turizmi kapsamında yöresel yemeklerin tüketildiği lokantalar oluşturalım. Coğrafi işaretli yemeklerimiz, markalarımız var ama bunu da yerel ekonomiye tahvil etmek zorundayız. Burada elbirliği ile yerel yönetim birimlerinin kurumsal önderlikleriyle yapılabilecek çok önemli işler var. Kaymakamlık öncülüğünde kurumların, kanaat önderlerinin ve Milas’la ilgili söyleyecek sözü olanların katılacağı bir Milas toplantısı yapılmalı. Ekonomik ve sosyal konular konuşulmalı. Kentte uyuşturucu kullanımı yaygın, bu konularda sosyolojik rehabilitasyon çalışmaları yapılmalı. Başka Kaymakam Bey, Belediye Başkanı olmak üzere yöneticilerimizi göreve davet ediyorum!
Mustafa Ünver Böke (Milas Kaymakamı): ”2021 yılında Milas’ta göreve başladım. Benim en büyük amacım, Milas’ın kadınlarının sahip olduğu gücü harekete geçirebilmekti. Kadın emeği dostu, kadın üretici dostu bir kent olmasını istedim. Bu sadece üretimde değil, sosyal alanda da kadınların ön planda olması çok önemli. Mesela köylere/mahallelere ziyaretlerde, resmi daire amirlerinin katıldığı toplantılar yerine ben eşimle katıldım. Köy kahvelerinde yapılan toplantılarda sadece erkekleri dinliyorduk. Özellikle eşimle birlikte gittiğim köy ziyaretlerinde mahalle aralarında kadınları dinlemeye başladım. Onlardan gelen sorunlar, bize aktarılan konular; ne muhtarlardan ne de dinlediğimiz amcalardan geliyordu. Bu bizim için çok önemliydi. Aile içi şiddeti ve pek çok sorunu kadınlarımızı dinleyerek öğrendik. Yıllardır devam eden etkinliklerimiz var.
Bunlardan tarım fuarı bölgede çok öncelikli bir fuar. Ben üç fuardır ben tarım fuarımızın bir misyon yüklenmesini istiyordum. Her açılışta, bu fuarın kadın üretici dostu bir tarım fuarı olmasını özellikle rica ettim. Kadınlara yönelik özel indirimler ve programlar yapılmasını istedim. Burada yapılan konuşmaların hepsine katılıyorum. Bu ülkeni daha iyi yaşanabilir, daha üreten, daha zengin gelişmiş bir ülke ve toplum olması hedefindeyiz. Milas, Türkiye’de seçilmiş ilk kadın muhtarının memleketi Milas. Değerli Gül Esin’nin memleketi. Milas’ın kadınlarının bu gücü ve potansiyeli var. Bunun gerçekliğe yansıması ise maalesef istediğimiz noktada değil. Ben Milas Kaymamı olmakla birlikte Milas-Bodrum Havalimanı Mülki Amiriyim. Havalimanı, Milas ve Bodrum için çok önemli bir değer.
Kentin yöneticileri olarak, ben de üzerime alıyorum, bu noktada bir şeylere önderlik etme sorumluğuna sahibiz. Tabandan gelen bir güç olmazsa, yapılmak istenilen güzel şeyler, bir alev haline gelmeden sönmeye mahkûm oluyor. Samimiyetle bir araya gelerek sorunlarımızı çözme, kenti geliştirme konusunda birlikteliklerin sağlanması lazım. Üzülerek söylüyorum, Milas çok zengin potansiyellere sahip bir ilçe ama potansiyelleri tam değerlendirilemiyor. Milas’ı yansıtan, Milâs’ın büyüklüğüne uygun işler yapabilecek bir kadın kooperatifimiz yok. Bu anlamda bir organizasyona sahip değiliz. Ben kimseyi suçlamıyorum. Organizasyon eksikliği konuda ben de hatanı kabul ediyorum.
Milas çok şeyler yapma potansiyeline sahip bir şehir. Bu ilçede kadın cinayetleri, çocuk cinayetlerinin, Aile içi şiddetin olmaması için çalışıyoruz. Bu konularda elbirliği ile bir şeyler yapmalıyız. Biraraya gelme konusunda, ekonomik sektör toplantıları yapacağız. Sektörel ürünlerle ilgili tanıtım organizasyonları oluşturacağız. Her şeye rağmen üretmeliyiz. Her şeye rağmen çok daha güzel işler yapabiliriz ve yapmalıyız. Burada bir çağrı yapmak istiyorum; biraradalık oluşturalım. Bu tür toplantıları devam ettirelim ama somut bir organizasyon yapısına bağlayalım. Burada çok güzel şeyler konuşuldu ama toplantıdan çıktıktan sonra, somut adımlar atılmazsa, burada konuşulanların bir iyi dilek uyarı olarak kalacağından eminim. Biz biraraya geldik, bize yol aç denildiğinde; inanın bu noktada ben her türlü desteği vermeye hazırım. Yeter ki bir araya gelelim. Bunu yapan yerler var. Milas zeytinyağı tanıtım grubu olarak biraraya gelinirse, Milas Zeytinyağına yönelik algıyı daha yükseklere taşıyabiliriz. Tek tek girişim yerine Milâs çatısı altında birlikte olunursa daha başarılı işlere imza atmak mümkün. Gelin hep birlikte bunu sağlayalım.”
(Haber: Nevzat Çağlar TÜFEKÇİ)